5 Mart 2013 Salı

Erdoğan konuşuyor


Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, TBMM'de partisinin grup toplantısında konuşuyor...

İşte Erdoğan’ın konuşmasından satırbaşları:
8 MART KADINLAR GÜNÜ
-Önümüzdeki cuma günü hem tüm Dünya’da hem Türkiye’de inşallah 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü idrak edeceğiz.
-Yarın Türk Metal Sendikası tarafından düzenlenen 18.Kadın İşçiler Büyük Kurultayı’na katılacak ve 8 Mart Kadınlar Günü’nü kutlayacağız.
-7 Mart perşembe günü; Hak-İş Küresel Kadın Emeği Buluşması programına katılacak etkinlik vesilesiyle kadınlar gününü değerlendireceğiz.
-8 Mart’ta Siirt’te toplu açılışlar bir yandan da hanım kardeşlerimizle birlikte önemli günün tüm boyutlarıyla ele alacağız.
-Kadına yönelik şiddeti kadına kalkan eli her fırsatta şiddetle lanetlediğimizi bunu insanlık dışı bulduğumuzu durdurmak için de her türlü tedbiri aldığımızı alacağımızı özellikle ifade ediyorum.
-Şiddetin elbette her türlüsü kötüdür ancak kadına ve çocuğa yönelik şiddet tahammülü mümkün olmayacak kadar kötüdür insanlıktan zerre kadar nasibi olan birinin kadına el kaldırması mümkün değildir.
-Bazılarının töre adı altında ifade edildiği gibi erkeklik değil korkaklıktır, insafsızlık, vicdansızlıktır.
-Hükümet olarak bu meselenin üzerine kararlılıkla gittik, gideceğiz.
-Kadına yönelik şiddet konusu başta muhalefet olmak üzere kimi çevreler tarafından siyasi bir istismar kullanılıyor.
-Bilimsel araştırmalar yapılıp şiddette bir artış varmış gibi lanse ediliyor.
-Geçmişte veri toplanmamış istatistik tutulmamış rakamlarla oynamak çarpıtmak suretiyle şiddette artış var diye yalan söyleyenler de çıkıyor.
-Geçen sene çıkardığımız yasayla şiddete karşı kapsamlı tedbirler aldık, uyguluyoruz, etkili olduğunu da gördük.
-8 Mart öncesinde bugün grup toplantımız vesilesiyle tüm kadınların Dünya Kadınlar Günü’nü kutluyorum.
MÜSLÜM GÜRSES HAKKINDA
-Pazar sabahı saat 8.30 itibarıyla çok değerli bir sanatçımızı sevgili Müslüm Gürses’i hakka uğurladık.
-Kendisine bir kez de buradan rahmet niyaz ediyorum sevenlerine ailesine başsağlığı diliyorum.
-O sadece bir ses sanatçısı değildi. Elbette geride çok önemli eserler bıraktı.
-Gençiliği derinden etkileyen verdiği mesajlarla sevgiyi dayanışmayı çoğaltan bir sanatçıydı.
-Bir sivil itirazın unutulmaz önderiydi. Duyguların temsilcisiydi, öyle olması da o duyguları yaşayan insanların da ona onbinlerce gencin arkasından yürümesinin zeminini hazırladı.
TEK PARTİ DÖNEMİ
-Merhum Aşık Veysel yakınlarına bir dönem sazıyla Sivas’a inemediğini şehir merkezine giremediğini söylüyor.
-Polis ya da jandarmanın elinden sazını hemen aldığını kırdığını ya da ateşe atarak yaktığını ifade ediyor. Çünkü dönemin tek parti dahiliye vekaleti tarafından saz gerici bir müzik aleti olarak görülüyor. Kolluk kuvvetleri eliyle görüldüğü yerde toplanması yakılması kırılması emrediliyor
-Bu CHP zihniyeti böyle bir zihniyettir. Halk müziğinin radyolarda dahi yasaklanıyor.
-Türkiye’nin en büyük değerlerinden biri olan ıtri de hafızalardan silinmek isteniyor. Yaklaşık 40 yıl önce devlet konser salonunda bir ıtri konseri verilmesi planlanıyor malum çevreler devreye giriyorlar salonda tek sesli alaturka müzik yapılamaz diye ayağa kalkıyorlar…
-Bunu engelliyorlar hatta dönemin kültür bakanı görevinden alınıyor. Geçen yıl haziran ayında bu yasağı kaldırdık ve o salonda Itri icra edildi.
AHMET KAYA’YA NELER YAPTILAR
- Köşelerinden yazılar yazanlar, duayen geçinenler neler yaptılar. Ve salondan zor kaçırıldı Ahmet Kaya ama aynı Ahmet Kaya beni Pınarhisar’a uğurlayanlardan bir tanesiydi.
- Çünkü o da duyguların insanıydı, farklı dünya görüşlerinin insanı olabiliriz ama, bunu da gerçekleştiren bir insan oldu.
- Seçkinler tarafından kaymak tabaka tarafından sözde aydınlar tarafından bu müzik ve bu sanatçılar aşağılandılar.
- Merhum Müslüm Gürses’in hayatı da eserleri de bu toplum mühendislerine bu halkı aşağılayanlara verilmiş en güzel cevaptı.
- Tekrar kendisine Allah’tan rahmet niyaz ediyor, başta eşi olmak üzere sevenlerine başsağlığı diliyorum.
- Geçtiğimiz hafta toplantımızın hemen ardından Viyana’ya hareket ettik öncelikle medeniyetler ittifakı 5. forumuna iştirak ettik.
Ardından da Türkiyeli öğrencilerle hasbihal ettik.
- O öğrenciler de öz yurdunda garipsin öz vatanında parya mısralarının anlattığı gençler.
- Burada okuyamadılar oraya gitmek zorunda kaldılar.
- Bir kısmı mezun oldukça Türkiye’ye tekrar dönüyor. Bir kısmı orada yaşamını sürdürüyor. Ben Türkiye’ye dönme çağrısı yaptım, burada işiniz bittikten sonra Türikye’de parya değilsiniz artık dönmelisiniz dedim.
İMRALI SÜRECİ
Çözüm sürecini başlatmamızın ardından halkımızın umutlarının arttığını görüyoruz.
Şehit yakınlarımızla da gazilerimizle de tam bir iletişim içindeyiz.
CHP ve MHP bu çözüm sürecini ısrarla bir boyun eğme, bir geri adım süreci gibi lanse etmenin peşinde. Onların bu tavrı milli bir tavır değildir. Kanı ve göz yaşını durdurmaya yönelik bir tavır asla değildir.
Mustafa Kemal Osmanlı’nın en zor zamanlarında yaşamış bir askerdir. İsminin başında Gazi unvanı var. İzmir’in Yunan işgalinden kurtuluşundan sadece 8 yıl sonra Yunanistan Başbakanı Türkiye’ye resmi bir ziyarette bulunuyor, 1934′de Mustafa Kemal’i Nobel Barış Ödülü’ne aday gösteriyor. Afrika’da da birçok mücadele verildi. Mustafa Kemal hepsinde vardı.
29 Ekim 1923′de Cumhuriyet ilan ediliyor. Mustafa Kemal o ülkelerle işbirliği yapıyor. Kin gütmüyor.
Bu millet savaş meydanında söyleyeceğini söyler, benim Mehmetçiğim dağda yakaladığı teröriste üşümesin diye parkasını verecek kadar ali cenap kahramandır.
Bu nasıl bir milliyetçiliktir. Kendi ülkesini bu kadar küçük bu kadar ürkek bu kadar korkak gören kendi ülkesinin sürekli yenilgiyle anan biri nasıl milliyetçi olabilir.
Şehitleri, şehit annelerini istismar edip bu ülkeye korkaklık, fitne salmak milliyetçilik değildir, olamaz.
30 yıl boyunca CHP’nin de MHP’nin de iktidarda olduğu dönemler oldu. Terörü çözmek için ne yaptılar.
CHP’nin tek yaptığı birkaç rapor hazırlamak. Şu anda o raporların da gerisindeler. MHP küfür ve hakaret etmek, şehit cenazelerini istismar etmekten başka hiçbir şey yapmadı.
Her salı Bahçeli’yi dinleyin, nefret, küfür, intikam ne ararsanız var.
İktidarda olduklarında çözmediler, muhalefette oldukları dönemlerde çözüme yanaşmadılar.
Hiçbir tasarıları, tasavvurları önerileri yok. Neye karşı çıktıklarını bile bilmezler.
Ortada bir ihanet varsa, gençlere, anneler olan ihanettir. Bu terörün çözülmesine engel olarak ülkeye yapılan ihanettir.
Kılıçdaroğlu, yalan söyleyenden başbakan olmaz diyor.
Bakın bu süreçte, CHP Genel Başkanı’nın söylediği tek söz budur. Yalan söyleyenden başbakan olmaz. Doğru.
Bunun için de bu ülkede Kılıçdaroğlu başbakan olamadı, ve yalan söylemeye devam ettikçe de bu ülkede başbakan olamayacak.
Güya istekli gibi yaparak, AKP’ye ziyarete geldiler. Süreci başlattığımızda bize kredi vermekten bahsettiler, şu geldiğimiz noktada ulusalcılar CHP’yi kuyunun dibine yeniden çekmiş durumdalar.
Geldiler kabul ettik, dedim ki MHP randevu verdi mi size, vermedi, umudunuz var mı yok, peki ona ihtiyacınız var mı yok, beraber yasa hazırlayabilir miyiz, hazırlayabiliriz. Ben üç arkadaşı görevlendiriyorum siz de görevlendirin. Hamzaçebi söz istedi. Hemen şu anda olmaz, ne zaman olur bir iki ay. Nice iki aylar geride kaldı şimdi. Niye? Hazırlıkları yok, dertleri yok, böyle bir sıkıntıları yok. Dostlar alışverişte görsün. 10 tane maddeyle karşımıza çıktılar, öneri mi diye sordum, değil, bir tespit bir teşhis. Hep medyada okuduğumuz gördüğümüz şeyler. E çalışsınlar, hazırlasınlar? Yok.
Samimiysen o 3 arkadaşını görevlendir, ben de 3 arkadaşımı görevlendireyim ne gerekiyorsa yapalım. Hazırım ben.
CHP bu meselenin çözümü için nasıl 30 yıl ayak dirediyse halen ayak diriyor.
Bir kısım medya 30 yıl boyunca terör karşısında nasıl gayrimilli bir tutum takındıysa bugün de gayrimilli tutum takılıyor.
Sadece siyasilerin görevi değil, STK’ların medyanın görevidir.
Balıkesir’de İmralı görüşmelerini yayınlayan gaüzeteyle ilgili ifadelerim oldu. Kimse bu gayrimilli tutumu eleştirmiyor. Bize basın özgürlüğü vermeye çalışıyorlar. Sınırsız özgürlük olamaz. Kimse kimsenin özgürlük alanına tecavüz edemez. Kendi özgürlük alanında oynarsın. Eğer geçiyorsan mütecaviz durumuna düşersin.
Özgürlüğü suistimal edecek kadar özgürse biz de hissiyatımızı açıklamak durumundayız. Bizler de en az onlar kadar özgürüz.
Biz eleştirimizi açık açık dile getiririz. Sansürün de karşısında gazetecilerden önde dururuz. Hiçbir devirde yazamadıklarını bugün yazıyorlar. Biz kürsülerden cevap vermiyoruz. Hukuk devletindeyiz bundan gitsinler mahkemelerde hesabını versinler. Bazıları diyor ki mahkemeye vermeyin. Ne yapacaktık? Küfretsin hakaret etsin. Gereği neyse o yapılacak. Hukuk devleti var.
Sürecin aleyhine olacak istismarcılara koz verecek bu yayını yapmak milli bir tavır değildir. Basın özgürlüğü diyenler gitsinler İngiltere’ye ABD’ye baksınlar. Bizdeki gibi basın üzerinde sansür yok, ama medya milli meseleler karşısında milli bir tavır gösterebiliyor.
Nasıl CHP ve MHP milli bir tavır sergilemediyse medya da sergilemedi.
Her çözüm teşebbüsünü sabote etmenin peşinde oldular.
CHP ve MHP, terör örgütünün siyaset üzerinde etkili olmasına zemin hazırlamıştır. Aynı şekilde bazı medya kuruluşları terör örgütüne oksijen sağlamışlardır. Biz milletimizle yürüyüoruz. CHP’yle, MHP’yle, BDP’yle, medyayla değil bu sürecte milletimizle yürüyoruz.
Onlar sabote etmeye, yıkmaya kırmaya çalışsın, biz kanı gözyaşlarını durdurmak için kararlılıkla yolumuza devam edeceğiz.
Bu süreçte en son sözü milletimizle birlikte milletimiz adına biz söyleriz. Biz son noktayı koyuncaya kadar her belge her bilgi dedikodudan, hayalden öteye geçmez.
Kimler tarafından nasıl sızdırıldığını ne olduğunu kısa zaman içerisinde ortaya koyar, açıklarız.
Kimin ne söylediğine değil, siz gelin bizim ne söylediğimize bakın. Kimin ne yaptığına değil, bizim ne yaptığımıza ne yapacağımıza bakın. Hiçbir yalana, iftiraya, dedikodu ve söylentiye kulak asmayın. Biz az konuşuyor çok iş yapıyoruz. Bu süreç içerisinde konuşmayacaksınız rdiye arkadaşlarıma söyledim. Söylem birliği içerisinde yürümesi lazım sürecin. Biri baltayı taşa vurduğunda bu süreci bu kristali kırarız.
Kan durmasın diye verdikleri mücadeleye karşın, kan durmasın diye çırpınıyoruz.
Aziz milletimden biz sadece dua bekliyoruz. Duanız bizimle olunca her engeli aşar geçeriz.
Milletimiz bize inansın, gerçi Kılıçdaroğlu inanmıyor, çok da önemli değil, milletimiz bize inansın güvensin, bizim tek gayemiz şehitlerimizin emanetini yüceltmek, terör sorununu çözerek emaneti çok daha yüksek burçlara taşıyacağız.
sozcu.com.tr

0 yorum: